VM Medical Park Maltepe Hastanesi

Kanser En Çok Kimlerde Görülür?

Her bir hastalık türünün belirli bazı risk faktörleri bulunuyor. Risk faktörleri bu hastalığa yakalanma olasılığını artıran her bir detay olarak değerlendiriliyor. Ve kanser hastalığı için de bugüne kadar yapılan araştırmalar doğrultusunda belirli bazı risk faktörleri tespit ediliyor. Kanser risk faktörleri sayesinde kansere yakalanma olasılığı yüksek olan kişilerin teşhis edilme süreci kolaylaşıyor. Ve risk faktörlerini taşıyan her bir bireyde kanser görülme ihtimali yüksek oranlarda seyrediyor. Yine kanser tedavisi süreci için risk faktörleri büyük önem taşıyor.

Kanser en çok kimlerde görülür sorusuna yanıt vermeden önce kanser risk faktörleri hakkında kısa bir bilgilendirme yapalım. Çünkü kanser hastalığına yakalanan her bir birey bu risk faktörlerine en yatın olan kişilerden oluşuyor. 

Kanser hastalığına yakalanıp yakalanmama riskinizi tespit edebilmek için risk faktörleri önemli bir yere sahiptir. 

Kanser Risk Faktörleri

Kanser hastalığının henüz belirlenmiş net bir sebebi bulunmuyor. Birbirinden farklı kanser türleri farklı sebeplere bağlı olarak gelişebiliyor. Ancak genel hatlarıyla tüm kanser türlerini ele aldığınızda kanser oluşumunu tetikleyen çok önemli risk faktörleri bulunuyor. Kanser tedavisi için de risk faktörleri etkili bir rol oynuyor.

Kanser risk faktörleri 4 farklı grupta toplanıyor. 

Davranışsal Risk Faktörleri

Gündelik yaşamda sahip olduğunuz bazı alışkanlıklar kanser oluşumunu tetikliyor. Sigara ve alkol tüketimi, bilinçsiz yapılan diyetler, sporsuz ve egzersiz bir yaşam kanser oluşumunda öne çıkan risk faktörleri arasında yer alıyor. Bu alışkanlıklara dikkat ettiğinizde ve daha sağlıklı bir yaşam sürdüğünüzde kansere yakalanma riskinin azaldığını bilmelisiniz.

Biyolojik Risk Faktörleri

Bireylerin yaş, cinsiyet ve ırk gibi fiziksel özellikleri biyolojik risk faktörleri olarak değerlendiriliyor. Belirli bazı kanser türleri için biyolojik özellikler risk faktörü oluşturabiliyor. 

Örneğin bazı kanser türleri cinsiyet ile birebir alakalı olabiliyor. Meme kanseri hem kadınlar hem de erkekler için tehlike arz edebilirken kadınların meme kanserine yakalanma riski çok daha yüksek seyrediyor. Yine birçok kanser türü 50 yaş ve üzeri hastalarda daha sık görülüyor.

Biyolojik risk faktörleri bireylerin önleyebileceği durumlar değildir. Ancak buradaki en önemli husus biyolojik risk faktörlerini taşıyan bireylerin düzenli kanser taramaları yaptırarak erken teşhis sürecini tespit edebiliyor olmasıdır.

Çevresel Risk Faktörleri

Bireylerin yaşadığı veya çalıştığı çevre koşulları kanser gelişimini sağlayan risk faktörleri içerebilmektedir. Hava kirliliği, UV radyasyon ışınları, asbest ve radon gibi çevresel risk faktörleri kanser oluşumunu tetikleyen ve hızlandıran etkiler olarak bilinmektedir. Aynı zamanda diyet ile birlikte alınan ve kanserojen içeren bazı besinler çevresel risk faktörü olarak değerlendirilebilmektedir.

Genetik Risk Faktörleri

Aileden kalıtımsal olarak geçen genlerle kanser riski oluşabilmektedir. Özellikle genç yaşta kanser teşhis edilen bireylerde kanser öyküsü bulunan aileler yoğunlukla tespit edilmektedir. Dolayısıyla genetik faktörler kanserin nedenlerinden birisi olabilmektedir.

Yukarıda belirtmiş olduğumuz 4 farklı grupta ele alınan risk faktörleri kanser oluşumunu tetikleyen en önemli nedenler arasında yer almaktadır. Bu risk faktörlerine maruz kalan bireylerde kanser oluşma ihtimali çok daha yüksektir. Ancak bu risk faktörlerine maruz kalıyor olmak kesinlikle kanser hastalığına neden olacaktır gibi bir tanımlama yapmak oldukça yanlış olacaktır.

İleri Yaşta Kanser Oluşumu

Kanser türlerinin oluşması ve gelişmesinde tespit edilen en önemli risk faktörü yaştır. Kanser hastalarının büyük bir çoğunluğu 50 yaş üzeri bireylerden oluşmaktadır. Yaş faktörü aynı zamanda kanser tedavisi aşamasında da en önemli faktörlerden birisidir.

İleri yaşlarda kanser oluşumunun temel sebebi DNA’da meydana gelen hasarların birikmesi ve bu nedenle hücrelerin kontrolsüz şekilde çoğalmasıdır. İnsanların gündelik yaşamda kanserojen farklı birçok duruma ve besine maruz kalması sonucunda bazı hasarlar oluşmaktadır. Ve bu hasarlar DNA tamir sistemi tarafından etkili bir şekilde tamir edilmektedir. Bununla birlikte bağışıklık sistemi hücrelerinin kontrolsüz şekilde çoğalmasını önleyen güçlü bir sistemdir. İleri yaş hastalarda artık DNA hasarları etkili bir şekilde tamir edemeyecek ve bağışıklık sistemi zayıfladığı için önleyici bir görev üstlenemeyecektir. Bu nedenle kanserli hücrelerin ileri yaşta görülüyor olma riski her zaman daha yüksek seyredecektir.

Her ne kadar kanser hastalığı bir yaşlılık hastalığı olarak nitelendirilse de genç yaşlarda da farklı risk faktörlerine bağlı olarak kanser hastalıkları görülebiliyor.